Genellikle gözden kaçan ve yanlış anlaşılan Brüksel, sürprizlerle dolu bir şehirdir.

Değerli sanat koleksiyonları, dünyaca ünlü mutfağı, Trappist biraları ve elbette cennet çikolatasıyla Brüksel, önemli bir kültürel başkent olarak bilinmektedir. Brüksel’in konumu, bir saatlik tren yolculuğu boyunca muhteşem Flaman Bruges ve Gent şehirlerini ve Anvers’in muhteşem limanını keşfetmek için mükemmel bir başlangıç ​​noktasıdır.

Kendi yolunu belirleyen şehir

Brüksel, ziyaretçilere uygun olan ve önemli cazibe merkezlerine yürüyerek ulaşılabilecek az sayıdaki Avrupa başkentinden biri olan küçük bir şehirdir. Bisiklet kiralamak, Brüksel’in merkezini dolaşmanın en hızlı yoludur, ancak Arnavut kaldırımlı sokakları, yürüyüşün en kolay olduğu ve Belçika’nın ılıman ikliminin yıl boyunca cazip hale geldiği anlamına gelir. Şehrin ünlü Noel fuarı ve pazarları karanlık kış gecelerini aydınlatırken, ilkbahar ve yaz aylarında Brüksel’in kafeleri ve barları keyifli kentin sokaklarını süslüyor.

Kakao başkenti

Brüksel’e yapılan ilk baskı, etkileyici binaları orta çağdan 19. yüzyıla kadar yayılan dramatik Grand Place’in kalbi ile başlıyor. UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alan hareketli meydan, kentin Gotik Belediye Sarayı ve Brüksel Şehir Müzesi ile övünen ve süslü bir şekilde dekore edilmiş loncalarla çevrilidir. Ağustos ayında her iki yılda bir, Grand Place’de birkaç gün boyunca olağanüstü bir çiçek halısı kuruluyor. Çikolata sevenler, Grand Place’den Galeries Royales St-Hubert’e sadece birkaç dakikalık yürüme mesafesindedir. Avrupa’nın ilk alışveriş merkezi ise 1847’de burada açıldı.

Brussels Park, kentin en ünlü sanat müzeleri için uygun, büyük ama kompakt bir mekandır: Brueghel’in en ünlü tablolarını ve Rembrandt, Van Dyke ve Rubens’in en büyük eserlerini içeren Musée Oldmasters; Yakın zamanda açılan Musée Fin-de-Siècle, Magritte Müzesi ve Bruxelles’deki Palais des Beaux-Arts de Bruxelle. Yaz aylarında park büyük konserlere ev sahipliği yapıyor. Buradan, eski kraliyet sarayı Coudenburg’un karşısındaki kalıntıları ve Brüksel’deki neoklasik Kraliyet Sarayı’nın kalıntılarını ziyaret edebilirsiniz. Meydan, şehirdeki en otantik fritesleri tadabileceğiniz yer. Poelaert’in Adalet Sarayı’nın önündeki yeri, şehrin üzerinde bir teras görevi görür ve gün batımını izlemek için harika bir yerdir.