Münih Gezi Rehberi

Berlin ve Hamburg’dan sonra Almanya’nın en büyük üçüncü kenti; Isar Nehri kıyısındaki Münih. Ülkenin güneydoğusunda yer alan Bavyera Eyaleti’nin başkenti aynı zamanda.

II. Dünya Savaşı’nda yerle bir olan Münih’i gördüğünüzde bu kadar kısa sürede geldikleri noktaya inanamıyorsunuz. “Küllerinden yeniden doğmak!” cümlesinin canlı kanıtı. Evet ben de Enver Paşa gibi Alman düzenine ve disiplinine hayranım, inkar etmiyorum:).

Neredeyse yok olmuş bir şehri yeniden kur. Bunu yaparken de tarihi koru; bilimden, sanattan ve modernizmden vazgeçme. Halkının huzur ve refah ortamında yaşaması için bütün olanakları sağla. Bir yandan plazalar yükselsin ama doğayı da yok etmeden.. Benim gözümde, en basit tabiriyle Münih budur işte!

Ulaşım:

Münih’e, Czech-Transport’tan aldığımız tren bileti ile Prag’dan geçtik. 5-5,5 saatlik bir yolculuk olsa da oldukça keyifliydi. Yol boyunca her yer hayran olunacak derecede güzel.  Dağ, bayır, orman ama Almanya sınırına girmenizle beraber gördükleriniz daha başka sanki. Hani Milka ineklerinin otladığı yeşil alanlar var ya işte gözünüzde öyle yerler canlandırın:).

İstanbul dönüşümüz ise Münih Havalimanı’ndan olduğu için bu konuda da detaylı bilgi verebilirim. Bu büyük ve biraz karışık havaalanına, S-Bahn sayesinde her yerden ulaşmak çok rahat. Bilet aldığınız firmanın yeri nerede, uçağınız nereden kalkıyor iyice öğrenmelisiniz. Yoksa bir uçtan bir uca uzuun bir yürüyüş yapmak zorunda kalırsınız:). Ekranları takip ederseniz bir sorun yaşamazsınız diye düşünüyorum.

Franz Josef Strauss Havalimanı AVM resmen. Fiyat olarak da bizdeki gibi pahalı değil, normal yerlerde nasılsa orada da öyle. Aldığım çikolataları yetersiz bulmuş olmalıyım ki Müller‘den biraz daha aldım mesela:D.

Uçakta yemeğe para vermem ama yanımda atıştırmalık isterim derseniz bu dediğim kısımlardan almaya çalışın. Özellikle Pegasus uçuşları için biniş kapısının olduğu bölgede tek bir yer var ve hiç iyi değil.

Toplu taşıma bileti anlamında diğer şehirlere göre daha uygun seçenekler var. Zaten makinelerde Türkçe dil seçeneği görünce ayrı bir mutlu oluyorsunuz:). Bir de 72 saatlik aldığınız iki kişilik bileti aslında beş kişiye kadar kullanabiliyorsunuz.

*S-Bahn’a bindiğinizde dikkatli olmalısınız; özellikle havaalanına giden trenlerde vagonlar ayrılıp başka duraklara gidebiliyormuş çünkü.

*Çok yorulduğunuzda, ya da hava soğuksa ya da vaktiniz az ise turistik bölgelerden geçen 19 numaralı tramvaya binebilirsiniz.

*Şehirde bisiklet kullanımı çok yaygın, insan imrenmeden edemiyor.

Kalacak Yer Tavsiyesi:

Euro kullanıldığı için, Münih, bize az biraz pahalı geliyor. Otel araştırırken baya zorlandım hatta. Hem fiyatlar yüksek hem baktığım yerler içime sinmiyor, çoğu da merkeze uzak. Airbnb cephesinden de bir şey çıkmadı. Umudumu kaybettiğim an Moosach Bölgesi’ndeki Letomotel’i buldum. Önünden S-Bahn, metro, tramvay, metrobüs yani her ulaşım aracı geçiyor. Etrafında ufak bir AVM (almak istediğim her şeyi içerisindeki Kaufland isimli hipermarketten aldım) ve kahvaltı için fırınlar mevcut. Yakınındaki Rossman da fiyat anlamında memnun eder:).

Otel ufak olmasına rağmen çok güzel dizayn edilmiş ve tertemiz. İçeri girer girmez kendimi çok rahat hissettim. Diğer ülkelerde yastıklar çok alçak olduğundan her gün boyun ağrısıyla uyanmıştım, burası yastıklarıyla bile gönlümü fethetti:D. Bir de sayelerinde öğrendiğim Messmer marka sallama çaya aşık oldum, sallama çay da güzel olabiliyormuş evet.

Resepsiyon görevlisi Mehmet Bey her konuda size yardımcı olacaktır.

En Uygun Dönem:

Bildiğiniz gibi Münih Oktoberfest’i ile ünlü. 1810 yılından beri yapılan bu festival Eylül sonu Ekim başı yapılıyor. Bavyera bölgesinde kadınların giydiği geleneksel kıyafet olan Dirndl, festival zamanı en çok göreceğiniz şeylerden biri:). Biz Nisan ayında gittik, tam o hafta Frühlingsfest vardı. Bir nevi Little Oktoberfest diyebiliriz. Theresienwiese’de olan bu festivallere U4 ve U5 metrosu ile ulaşabilirsiniz.

Ekimde çok üşürüm ama festival havasını da solumak istiyorum derseniz bizim gibi Nisan ayında gitmeyi tercih edebilirsiniz. Ama ikinci günümüzde baya soğuk olduğunu, deli gibi bir yağmur sebebiyle gezemediğimizi ve uçağa bindiğimizde kar yağmaya başladığını belirteyim:).

Görülmesi Gereken Yerler:

Zamanımız kısıtlı olduğu için çoğu yeri göremedik malesef. Bir de yağmur sağ olsun bu sayıyı daha da azalttı.

Birkaç gününüz varsa 5 kişiye kadar kullanabileceğiniz Bayern Ticket ile Salzburg’a gidebilirsiniz. Ya da aynı bilet ile Füssen’deki Disney logosuna ilham veren şato Neuschwanstein’ı görebilirsiniz.

1)Müzeler:

     -Alte Pinakothek: Leonardo Da Vinci, Rembrandt eserleri görülebilir.

     -Neue Pinakothek: Gustav Klimt, Monet ve Vincent Van Gogh eserlerini görebilirsiniz.

     -Pinakothek der Moderne: Pablo Picasso ve Salvador Dali eserleri mevcut.

     -Schackgalerie

     -Brandhorst: Andy Warhol eserleri ilgi çekici.

Bu beş müzenin girişi toplam 12 € olsa da Pazar günleri 1’er €.

     -Staatsgalerien in Bayern

     -Deutsches Museum: Dünyanın en büyük bilim ve teknoloji müzesi, giriş 11 €.

Isar Nehri üzerinde bulunan bu müzeye U-Bahn ile kolayca ulaşabilirsiniz.

Deutsches Museum + Verkehrszentrum + Flugwerft Schleißheim giriş 16 €.

     -BMW (Bayerische Motoren Werke AG) Welt: Tamamen eşime yönelik bir müze olsa da gezerken ben de çok etkilendim. BMW tarihsel süreci ve ilk kurulduklarından beri üretilen araçların sergilenmesinin yanı sıra test sürüş merkezi de burada. Giriş 10 €.

     -Lenbachhaus: Giriş 10 €.

     -Museum Villa Stuck

2)Schloss Nymphenburg: Wittelsbach Hanedanlığı üyesi Maximilian Joseph ilk Bavyera kralıdır. Burası Wittersbach ailesinin yazlık evleri olarak inşa edilip, daha sonra büyütülerek saray haline getirilmiştir.

1 Nisan-15 Ekim arası 11,5; € 16 Ekim-31 Mart arası 8,5 € olsa da kombine biletler de mevcut.

Bizdeki Müzekart gibi 14 günlük (24 €) ya da 1 yıllık (45 €) kart alarak çok daha uygun fiyata 40’ın üzerinde yeri ziyaret edebilirsiniz.

3)Altes and Neues Rathaus: Altes 15. yy’da, Neues ise 19. yy’da inşa edilmiştir. Münih’in simgesi olan Neues, Neo-Gotik yapısı ile şehrin kalbi Marienplatz’ta bulunuyor. Tam 12.00’de Bavyera tarihindeki ünlü figürler saat etrafında dönüyorlar. Buranın da kulesine çıkabilirsiniz.

4)St. Peterskirsche: Kulesine çıkarak Münih manzarasını seyre dalabilirsiniz. Baya yorucu bir çıkış oluyor; çok fazla merdiven var ve oldukça dar:).

5)Frauenkirsche: Kubbeleriyle ünlü bu yapıyı görmemeniz imkansız. Bavyera kralı Ludwig’in altın mezarı burada bulunuyor. Merkezde, bu binanın kulelerinden daha yüksek bir bina inşa etmek yasak.

6)Friedensengel: Bu heykelin bulunduğu tepeden, şehri panoramik olarak izleyebilirsiniz.

7)Maximilianeum

8)Bayerische Staatsoper (Bavarian State Opera) ve Prinzregententheater

9)Viktualienmarkt: Sebze, meyve, peynir gibi ürünlerin satışının yanı sıra yemek yiyip bira içebileceğiniz alanlar da var. Çok keyifli yerel bir pazar gerçekten.

10)Olympiapark: Çok büyük bir alan olduğundan kişi başı 3€ vererek 25 dk’lık rehberli turlara katılabilirsiniz. Ayrıca 7€ karşılığında Olimpiyat Kulesi’ne sadece 30 sn gibi bir sürede çıkabilirsiniz:). Kulenin altındaki self-servis restoranda bir şeyler yiyebilirsiniz, fiyatları gayet uygun.

1972 Olimpiyatları için yaptırılan Olimpik Stadyum girişi 3,5€. Üzücü bir terör saldırısı hikayesine sahip:(.

Karşıdan karşıya iple geçilen ekstrem (adını bilmiyorum ya:) etkinliklerin fiyatları değişiyor.

11)Englischer Garten: Avrupa’nın en büyük parkı. Park değil de orman dersek daha doğru olur sanırım. İçerisinde göller ve dereler var. Bira bahçeleri de olan bu park hava güzel olduğunda eminim çok eğlencelidir. Ama yukarıda yazdığım gibi sağanak yağmur nedeniyle Chinesischer Turm (Chinese Tower)’un orada mahsur kalıp otobüsle otele dönmek zorunda kaldık:D.

English Garden içerisindeki Eisbach Köprüsü‘nde sörfçüleri izleyebilirsiniz:). Evet yanlış duymadınız SÖRF:D.

12)Allianz Arena: Bayern Münih’in stadı olması dışında bir futbol müzesi işlevi de gören Allianz’ı, 60 dk kısa tur ile 12 € karşılığında gezebilirsiniz.

13)St. Micheal Kirche ve Asamkirche

14)Siegestor (Victory Gate):

15)Hofgarten (Court Garden): Kraliyet Bahçeleri olan bilinen bu yer dinlenmek ve bir şeyler yiyip içmek açısından en keyifli yerlerden biri. Piyano resitali eşliğinde kendinizi çimlere bırakın:).

16)Dachau Concentration Camp Memorial Site: Nazi Almanyası’nda açılan ilk toplama kampıdır:(. Siyasi esirler için ilk toplama kampı olarak tanımlanmış olsa da herkes korkunç gerçeğin ne olduğunu biliyor. Daha yakın tarihte dahi gördüğümüz böyle acı olayları bir daha yaşamamak dileğiyle..

S2 ile Dachau’ya ulaşabilirsiniz.

Her daim canlı Marienplatz’da gezmeden, başta Hofbrahaus olmak üzere bira evlerinde vakit geçirmeden, müzelerin tadını çıkarmadan, harika hamburgerlerin tadına bakmadan, Viktualienmarkt’ta en azından taze meyve suyu içmeden, hava güzel ise English Garden’in keyfini sürmeden dönmeyin derim:).

Vakit kısıtlı, hava da yağmurlu olunca birçok yeri gezemedik. Sanırım hepsini görmek için Münih’e tekrardan geleceğiz:).