Frankfurt Gezilmesi Gereken 5 Yer
Paylaş
Main Nehri şehrin içinden geçerken, Frankfurt’un manzarası dikkatinizi çeken ilk şeydir. Şehir gezileri sırasında ziyaretçileri meşgul eden çok sayıda cazibe merkezi sunmaktadır.
Palmiye Bahçesi
1871 yılında açılan Palm Garden, Almanya’nın en büyük botanik bahçesidir. Yaklaşık 54 dönümlük bir alana yayılan parkta, çeşitli tropikal ve alt tropikal bitki türleriyle sayısız sera bulunuyor. Ayrıca parlak neşeli çiçekler ve şekil verilmiş çimler ile açık sergiler yer alıyor. Palm Garden’da dünyanın her yerinden bitki bulunuyor.
Römerberg: Frankfurt’un Eski Şehir Merkezi
Römerberg yapılarının mimarisi, geçmiş Almanya döneminin ihtişamının kanıtıdır. Tarihin batısındaki bu güzel yerde, yapılacak ve görülecek çok şey var ve her gezgin için mutlaka görülmesi gereken bir yerdir. Bu halka açık meydan güneş battıktan sonra sokak ışıklarıyla aydınlatıldığı zaman özel bir cazibeye dönüşüyor. Mükemmel fotoğraf için mükemmel bir ortam oluşturur. Frankfurt Noel Pazarı bu konumda kuruluyor.
Senckenberg Doğa Tarihi Müzesi
Frankfurt’u ailesiyle birlikte ziyaret eden gezginler arasında mutlak bir hit olan Senckenberg Doğa Tarihi Müzesi, kaçırmayı göze alamayacağınız bir yer. Dinozor fosilleri koleksiyonu ile ünlü olan müze, Avrupa’daki en büyük dinozor sergisine sahip olma rekorunu elinde tutuyor. Bu büyüleyici müze aynı zamanda dünyanın en büyük dolma kuş koleksiyonuna ev sahipliği yapıyor!
Moderne Kunst Müzesi
1991’de açılan Modern Sanat Müzesi, tüm sanat meraklıları için kaçırılmaması gereken bir yer. Müzeye ev sahipliği yapan yapı, başlı başına bir sanat eseri olarak görülüyor. Postmodern mimari tarzında inşa edilmiş, binanın üçgen şekli nedeniyle, genellikle “kek parçası” olarak adlandırılıyor. Çağdaş sanat söz konusu olduğunda, en önemli galerilerden biri arasında sayılıyor.
Aziz Bartholomew Katedrali
Gotik mimari tarzında inşa edilmiş olan St. Bartholomew Katedrali, Frankfurt’taki en büyük dini yapıdır. Bu kırmızı kumtaşı binası, uzun duvarları içinde bir takım taç giyme törenleri gerçekleştiği için tarihin önemli bir parçasıdır. Bu katedralin en değerli kalıntısı, St. Bartholomew’in kafatasına ait. Bu katedralin içinde yürürken kişi yardım edemez, ancak kendini sakin ve diğeriyle hissedebilir.